Demodex "arachnida" sınıfı "prostigmata" takımı "demodicidea" ailesinden, artropodlar içerisinde en küçük olan parazitik mite dır. Uzun ince net bir kafa-gövde, karın ve gövdede dört çift bacağa sahiptir. Büyük bir çoğunluğu kedi, köpek gibi memeli gruplarının derisinde pilosebase ünitlerinde yaşayan bir dış parazittir. Bacaklar mite hareketini sağlar( 8-10 mm / saat). Özellikle karanlıkta, geceleri hareketlidir. Aydınlıkta folliküllerin içerisine yerleşmektedir.

Bacakların olduğu kısımdaki ağızı ile deri hücreleri ve sebumu yiyerek beslenmektedir.

Demodex akarları, yaşam evresinin tümünü kıl folikülleri ve sebase bezlerde geçirir. Kıl folikülleri içindeki erkek ve dişi akarların çiftleşir ve gebe dişi yumurtalarını sebase bezlere depolar. Sebase kanallardaki tüm yumurtalar sırası ile larva, pronimf, nimf, deutonimf ve erişkine dönüşür böylelikle folikül açılır bu açılma insandaki yayılımını sağlar. Kıl folikülünden yavaş yavaş cilde ilerler ve sonra yeniden bir kıl folikülüne girer ve yetişkine dönüşür böylelikle eğer erişkin yaşam döngüsünde başarılı bir şekilde çiftleşirse bir sonraki kuşağa konakta kalma şansını tekrar tekrar verir. Sebase bez-kıl folliküler ünit içerisinde çoğalmakta ve yumurtalarını bırakmaktadır. Yumurtadan 3-4 günde çıkan lavralar 7 günde erişkin domedexlere erişmekte. Bir domedex bir kaç hafta yaşamaktadır.

İnsanda en çok görülen türler ise D. folliculorum ve D. brevistir; aynı zamanda insanın en sık saptanan ektoparazitidir. Bu iki tür tüm insanlarda ırk ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın bulunurlar. D. folliculorum sıklıkla yüzde D. brevis ise boyun ve gövdede yer almaktadır. Erişkin D. folliculorum 0.3-0.4 mm uzunluğunda iken D. brevis daha kısa 0.15-0.2 mm uzunluğundadır.

İnsanlarda yüzde; yanaklar, burun, çene, alın, şakaklar, kaş, kirpikler, saçsız deri, boyun ve kulaklarda daha fazla sayıda bulunmaktadır. Sebumdan zengin naso-labial fold, göz çevresi, göğüs orta ve üst kısmı ve sırtta da bulunmaktadır. Bu alanların dışında genital alanda penis, mons veneris ve kalçada da yerleşmektedir. Normalde erişkin bir insan cildinde % 23-100 oranında görülebilmektedir.

İnsandan insana bulaşma yakın yakın ve uzun deri temas ve mite içeren saç, kaş gibi kıllar aracılığı ile olmaktadır.

Her insanda bulunabileceğine, yaş ilerledikçe derinin sebum oranı ile orantılı olarak pozitiflik oranının artacağına dair bilgiler bulunmaktadır. Deride sebum salgısının en yüksek olduğu 20-30 yaş döneminde en yüksektir. 5 yaşın altında çocuklarda nadir görülebilmektedir. Erkeklerde kadınlardan daha fazla görülmektedir ve daha hızlı kolonize olmaktadır. Ayrıca D. brevis erkeklerde daha fazladır.

Aynı zamanda demodex bulunsa da hastalık oluşturması için bazı genetik ve çevresel faktörlerin bulunması gerekliliğine dair bildirimler var. Normalde bir hastalık yada semptom oluşturmaksızın bulunurken bazı durumlarda birçok cilt hastalığında önemli rol oynamaktadır.

Yapılan elektron mikroskopik incelemelerde parazitin özel delici ağız yapısı sayesinde keskin bir bıçak gibi der altı yağ dokusunu tahrip ettiği ve çeşitli bakterileri taşıdığı gösterilmiştir. Bu akar foliküler ve glandüler epitelyum hücreleriyle birlikte sebumu besin kaynağı olarak kullanmaktadır.

Demodex akarlarının birçok cilt hastalığı ile ilişkilendiriliyor olmasına rağmen patolojik rolleri uzun zamandır tartışılmaktadır. Güncel çalışmalarda rosasea, akne vulgaris, blefarit, perioral dermatit, püstüler folikülit, saclı derinin papülo püstüler lezyonları, pitriazis folikülorum, bazal hücreli karsinom ve akkiz immun yetmezlik sendromundaki pustuler lezyonlar, ayrıca blefarit, keratokonjoktivit, tekrarlayan şalazyon ve meiboimian bez disfonksiyonlarının etyopatogenezinde Demodex’ lerin rolünün olabileceği saptanmıştır.

Tanı

Tanıda selofanlı lam, deri kazıntısının potasyum hidroksit ile incelenmesi, punch biyopsi ve Standart deri biyopsisi yöntemi (SDBY) kullanılabilmektedir.

Sayıları 1 cm2 deride 5 den fazla olduğunda yada deride dermiş derinlilerine yerleştiğinde deride inflamasyon ve reaksiyonlara neden olabilmektedir.

Demodisizoziste deri kaba ve pürüzlü olarak görünmektedir. 

Domedexin ile yapılan çalışmalarda bunların ağız bölgelerinde "Basillus olerinus" varlığı gösterilmiştir. Deriye bu mite ile giren bu bakteri ve proteinlerinin hastada nötrofil aktivasyonuna sebep olduğu da gösterilmiştir. Rozasealı hastalar ile yapılan araştırmalarda, bu hastaların B. olerinus proteinlerine karşı aşırı duyarlılık geliştirdiği ve bu nedenle hastalığın ortaya çıktığı düşünülmektedir.

Yüzde gelişen Demodex spp. enfestasyonunun kolaylıkla kirpik dibine yayılabileceğini ve akarın kirpik diplerinde hiperplazi ve hiperkeratinasyon yaparak blefarit ve şalazyon oluşumunda rolünün olabileceği düşünülmekte.

Demodikozis tedavisi

Sistemik yada topikal metronidazol, çay ağacı yağı ve akarisidal tedaviler kullanılabilir. Yüz yıkanıp kurulandıktan birkaç dakika sonra akarisidal topikal ajanlar göz kapakları hariç tüm yüze uygulanmalıdır.

Göz lezyonları için tea tree oil içeren şampuanlar kullanılabilir. Tedaviye dirençli şalazyonlar için ise operasyon önerilir. Hastanın cilt lezyonları sistemik metronidazol, topikal permetrin ve tea tree oil jel tedavisine, göz lezyonları lokal moxifloksasin, mupirosin ve tee tree oil tedavisine iyi yanıt vermekte.

 


Adres: Esentepe Mah. Cevizli D 100 Güney Yanyol Lapishan 25/2 Soğanlık, Kartal / İSTANBUL
GSM: 0532 624 21 27
Bu sitedeki bilgiler doktor ya da eczacıya danışmanın yerine geçmez. Sitedeki bilgi, yorum ve görüntüler kişileri bilgilendirme amaçlı olup, tanı ve tedaviye yönlendirme amaçlı değildir.



© 2020 Hakan Buzoğlu. All Rights Reserved.
ByFlash Web Agency